Ömer Orcaner
Heykeltıraşlık Hikayem
Heykelle Tanışmam
1974 İzmir doğumluyum. Çocukluğumda oturduğumuz çevre, müstakil evlerden apartmanlara evrilmeye başlamıştı. Dolayısıyla inşaatlara, içlerinde bolca kil parçaları olan kum yığınları dökülüyordu. Ben de o kil parçalarını toplayıp, onlarla hayvanlara benzetmeye çalıştığım küçük heykeller yapardım. Çocuk yaşlarımda edindiğim bu hobimi, gençliğimde daha çok ağaç, Ytong vb. yumuşak malzemeleri keskin el aletleriyle şekillendirerek sürdürdüm.

Heykeltıraşlığa Uzanan Tutkum
Heykeltıraşlığa uzanan tutkum, İzmir’de gezdiğim bir mermer fuarında başladı.
Fuardaki standının girişinde mermer kabartmalar sergilenen bir firmanın tanıdık olan sahibiyle karşılaştım. Kendisine heykel yapma merakımdan bahsedip, mermeri nasıl işleyebileceğimi sordum. Bana, işletmesinin arazisinde atıl halde duran büyük mermer parçaları olduğunu ve istersem atölyesini kullanabileceğimi söyledi. Ardından şöyle dedi:
“Heykeltıraş değilim, ama mermeri çok iyi tanırım. Sana mermerden heykel yapımını öğretemem ama onu nasıl şekillendirebileceğini gösterebilirim.”
Böylece haftanın birkaç günü o atölyeye gidip mermeri tanımaya ve yontmaya başladım. Kaya parçaları görünümündeki mermerleri şekillendiriyor, amatörce de olsa küçük heykeller ve antik eser fotoğraflarından esinlenerek kabartmalar yapıyordum. Bu uğraş zamanla büyük bir tutkuyla bağlı olduğum bir sanat haline geldi.
Bir gün yine atölyede çalışırken, oraya tesadüfen gelen bir müşteri çalışmalarımı gördü ve evinin duvarına bir mermer kabartma yaptırmak istediğini söyledi. Ona bu işleri sadece hobi olarak yaptığımı, eserlerimi sergilemek ya da satmak gibi bir amacım olmadığını söyledim. Ancak ısrar etti; antik dönemden esinlenerek savaş sahnesi betimleyen bir rölyef istedi.
Mimarından aldığı ölçülere göre kestirdiği Kandıra taşına yaptığım kabartmayı çok beğendi. Karşılığında ödeme yapmak konusunda da ısrarcı oldu. Böylece profesyonel anlamda yaptığım ilk eser ortaya çıkmış oldu.

Kil Parçasından Anıta
2005 yılında tanıştığım bir iç mimarın davetiyle taş rölyefler ve mermerden soyut heykeller yapmaya başladım. Mimara ait bu projede, kendi tasarımlarımı uygularken aynı zamanda onun kurduğu sanat atölyesini de kullanma imkânı buldum. Bu atölyede ressamlar, grafik sanatçıları, vitray ustaları, taş ve ahşap oymacılar, marangozlar gibi birçok alanda uzman sanatçı ve zanaatkârla birlikte çalıştım. Hepsi, bilgi ve tecrübelerini büyük bir içtenlikle paylaştı. Bu dönem, sanatsal ve teknik gelişimimde büyük rol oynadı.
Birkaç yıl boyunca taş, mermer ve ahşap kabartmalar ürettim. Klasik motif oymalar yapan ustalarla birlikte, ben figüratif alçak ve yüksek kabartmalar üzerinde çalıştım. Aynı zamanda fresk yapan ressamlara ve vitray ustalarına da elimden geldiğince yardımcı oldum. Bu süreçte, sanatın pek çok farklı alanında deneyim kazandım.
2007 yılında, Türkiye’nin o dönemde en üretken heykeltıraşlarından biriyle tanıştım. Onunla birlikte; oteller, fuarlar ve kamu alanları için büyük ölçekli heykeller, sütunlar, frizler, çeşmeler ve rölyefler üzerinde çalıştım. Özellikle belediyelerden gelen çok sayıda anıt, büst ve heykel projelerinde aktif olarak görev aldım.
Bu projeler kapsamında, bir villanın bahçesi için yapılan mermer kadın heykeli ve yüksek rölyefler gibi çalışmalarda ekibin bir parçası oldum. Sonrasında büyük ölçekli figüratif heykeller üretmeye başladım. 2,5 metreyi aşan heykeller yaptım ve ortalama haftada bir heykel ürettim. Figüratif heykeller, özellikle 2 metreyi geçtikten sonra teknik açıdan zorlaşsa da, boyut büyüdükçe üretim sürecinden daha çok keyif alıyorum.
Önceden yaptığım eserler genellikle kapalı ve özel mekânlarda sergilenirken, bu dönemde ürettiğim heykeller kent meydanları, parklar ve diğer kamusal alanlarda yer aldı. Sanatımın herkes tarafından görülmesi ve dokunulabilir olması benim için çok daha değerli.
Yaklaşık altı yıl süren bu süreçte yalnızca heykel değil; kalıpçılık, demir işleri, polyester ve mermerit dökümcülüğü gibi zanaatlarda da uzmanlaştım. 2012 yılında, daha önce önemli eserlerde imzası olan usta sanatçılarla birlikte onların atölyelerinde çalışma fırsatı buldum. Bu deneyimler hem teknik hem de sanatsal bakış açımı derinleştirdi.
2013 yılında, artık kendi projelerimi üretmek için heykel atölyemi kurdum. Bugün, sanat üretimime figüratif heykel, rölyef ve büyük ölçekli kamusal sanat eserleri başta olmak üzere farklı disiplinlerde devam ediyorum. Amacım; insanların gündelik yaşamlarında karşılaştığı, dokunabildiği ve etkileşim kurabildiği eserler üretmek.